21 Mart 2019 Perşembe

Hitit Kenti Kaštama Kentinin Yeri Üzerine

HİTİT KENTİ KAŠTAMA'NIN YERİ ÜZERİNE

SEDAT ERKUT

Giriş

Hitit kült kenti Kaštama'nın yerini konu alan bu bildiriyi hazırlarken, Xll. Türk Tarih Kongresi'ne sunduğumuzda bazı izleyicilerin söz konusu Hitit kenti Kastama ile eşleştirdiğimiz günümüz kenti Kastamonu adlarının birbirini çok andırdığını, ileri sürdüğümüz eşitliğin süıpıı'z olmadığını bu eşleştirmenin gayet kolay olduğunu düşüneceklerini düşündük. Bildiriyi okuduğumuzda konuya yabancı olanlar, yukarıda sözünü ettiğimiz kuşkularımızı kısmen gerçekleştirdiler. Ancak Hititoloji biliminin içinde olanlar çok iyi bilirler Hititoloji bilimi disiplini gereği, böyle bir savı ortaya atmadan önce, her ne kadar bu iki sözcük birbirleri ile benzeşse de konuyla ilgili daha önce yapılan bilimsel çalışmaların tümü araştırılmalıdır. Bu konuyla ilgili çok sayıda çiviyazılı belgenin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Biz de öyle yaptık. İlgili belgelerin çalışmamıza katkısı olabilecek olanlarını titizlikle inceleyerek, değerlendirerek elde ettiğimiz bilgileri somut olarak ortaya koymaya çalıştık. Öte yandan uzak bir olasılık da olsa konuya katkısı olabilecek bazı yazıtlar gözümüzden kaçmış olabilir. Ancak böyle bir durumda eldeki verilere göre araştırmamızın sonucunun pek değişmeyeceği kanısındayız.

I. Hitit kenti Kaštama'nın yeri

Hitit kenti Kaštama'nın tüm özellikleri en ince ayrıntılarıyla A.Ünal tarafından işlenmiştir. Bu kentin günümüzdeki yeri ve adı üzerine çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Ancak Hititler devrine ilişkin tarihî-coğrafya çalışmaları yapan araştırmacıların Hitit kenti Kaštama'nın günümüzde Orta Anadolu'nun kuzeyinde yer alan Kastamonu ili ile ilişkisine dair hiçbir kayıt ya da teklifleri yokıur. Hitit kenti Kaštama'nın günümüz Kastamonu'su olduğu savını ilk deta biz ortaya allık.

Öte yandan günümüz Kastamonu kentinin Hititler devrindeki adı için bilgilerimize göre sadece H.Ertem'in kendilerine göre haklı olarak ileri  sürdükleri

nedenlerden ötürü Hitit kenti Tum (m)ana ile Kastamonu kentinin aynı yer ol duğu savı vardır.

II. Kaštama kenti nerede aranmalı?

Yukarıda da değindiğimiz gibi araştırmalarımız sonucu elde ettiğimiz bilgiler Kaštama kentinin Anadolu'nun kuzeyinde aranmasını gerektirmektedir. Bu gerçek aşağıda gösterilen bizce üç esaslı nedenden kaynaklanmaktadır.

a. İlk neden Kaštama kentinin metinlerde Kaška bölgesi içinde yer alan kentler arasında sayılmasıdır. Örneğin Arnuvanda-Ašmunikal ( 1440-1420) kralı çiftinin Kaška belâsına ilişkin dualarında yer alan ve Boğazköy'ün kuzey-doğusunda olması gereken ülkeler ve kentler arasında ve Kaštama'nın ülke olarak anıldığı görülmektedir. Söz konusu duada başkent Hattuša'ya kurbanlık yollayan ülkeler ve kentler şu sıraya göre yer almaktadır: Nerikka, Huršama, Kaštama, Seriša, Himuga, Taggašta, Kammama, Zalpuga, Kapiruha, Hurna, Dankušna, Tapašaua, Tarugga, Ilaluha, Špidduca, Uašhaia, Patallia.

b. İkinci neden Hititçe ve koloni çağı çivi yazılı belgelerinde görülen -ama ya da -ma yer adı soneki özellikle Orra-kuzey Anadolu'da, Kaška bölgesinde kullanılan bir sonektir. Bu nedenle -ma sonekli söz konusu kentin bu bölgede aranması gereğini ortaya çıkarmaktadır.

c. Üçüncü neden Kaštama kenti ile Nerik kenti kültünün fırtına tanrısı dolayısıyla çok önemli ilişkisi vardır. Bu yüzden iki kentin birbirlerinden uzak olmadıkları bir kere daha ortaya çıkmaktadır.

III. Kaštama kentine ilişkin elde edilen diğer bilgiler

a. Kentin "Asur Ticaret Kolonileri Çağında kralı" olduğunu biliyoruz".

b. Kentin AGRIG'i yani "vekilharcı" (Major Domo)" vardır.

c. Zaliianu dağıyla ilintilidir".

d. Kent civara göre topografik olarak daha aşağıdadır.

e. Kentin adını taşıyan bir su kaynağı vaıdır ki olasılıkla Kaštama kenti ile yakından ilişkilidir. Kontexte göre bu su kaynağı hapax olan Huppa yerleşim birimi ile ilintilidir. BO 2622 I 16'da "A-NA" Kaštama(-)" şeklinde geçtiği görülmektedir. Bu yazıttan anlaşıldığına göre bölgede yukarıda belirtildiği gibi kent civarında bir su kaynağı bulunmalıdır. (Kastamonu kentinin Olukbaşı adı verilen yerde önemli bir su kaynağı vardır)

f. "Kaštama kenti adamı" ibaresi KUB LIV 70 st.6'da geçmektedir. "Kral Kaštama kentinden gelir, Kašduha kentine gider".

h. "Kral gün ışıyınca Zikmara kentine gider, Kastama kenti kurallarına göre kurban sunar".

ı. "Arpa ve buğday tohumunu saraydan Kaštama kentinin idarecisi verir. Ekerler, hasat ederler. ambara koyarlar".

IV. Kaštama kenti adının etimolojisi

Bugün bunların dışında Kaštama kentinin etimolojisine bakarsak, Kaštama kenti yer adının ilk elemanının "kašt" olduğunu görürür. Hitit dili üzerine yapılan leksikal çalışmalarda, örneğin hâlâ temel eser sayılan J. Friedrich'in "Hethitisches Wörterbuch" adlı yapıtında kašt- c. için "Hunger,  Hungersnot" "açlık, kıtlık" edimi yer almaktadır". İkinci eleman olan -ama ya da -ma soneki yukarıda da belirttiğimiz gibi Hititler devrinde Kuzey Anadolu'da yer adlarında kullanılan bir sufiks'dir. Günümüz kenti Kastamonu yer adı sufiksi olarak tanımlayabileceğimiz -nu soneki bılgilerimize göre Anadolu'da ilginç bir misal olarak sadece doğum yerimiz olan Mudurnu yer adında görülmektedir. Bazı araştırmacılara göre Mudurnu yer adı modra- ve eski bir Anadolu dilindeki yer adı soneki olan -nu sufıksi ile oluşturulmuştur".

V. Kastamonu kenti adı hakkında edinilen bilgiler

Günümüz Kastamonu kentinin klasik çağlardaki konumunu araştırdığımızda önemli herhangi bir veriye rastlayamıyoruz. Bazı ansiklopedik kaynaklarda, söz konusu kentin adını bir Bizans sülalesinden aldığından ve burada bir şatonun ya da kalenin (Kastra Komneni) varlığından söz edilmektedir. Ancak bu bilgiyi doğrulayacak herhangi bir esaslı kaynak bulunmamaktadır.

VI. Sonuç

Bütün bu bilgiler ışığında Hitit kenti Kaštama'nın Kuzey Anadolu'nun orta bölümünde aranması gerekmektedir.

Hiçbir zaman isim benzerliklerinden yola çıkarak lokalizasyon denemesi yapmaya itibar etmedik. Ancak bu çalışmada elde edilen veriler bizi Hitit kenti Kaštama ile günümüz kenti Kastamonu'nun aynı yer olduğuna dair yukanda görüldüğü gibi çok önemli ipuçları verdi.

Sonuç olarak Hititoloji araştırmacılarınca yeni bir görüş, caydırıcı ve önemli bir seçenek ileri sürülmedikçe Hitit kenti Kaśtama ile günümüz Kastamonu kentinin eşitliğine inanıyoruz.

Kaynak metin: http://www.ttk.gov.tr/yayinlarimiz/xii-turk-tarih-kongresi-12-16-eylul-1994-ankara-i-cilt/

5 Mart 2019 Salı

Şehit Şerife Bacı


 Şehit Şerife Bacı

Şerife Bacı, 1921 yılının Aralık ayında, İnebolu’dan kağnısına yüklediği cephane ile yola çıkmıştır. Yanında kundağa sarılı, henüz birkaç aylık bir kızı da vardır.

Şerife Bacı, kafiledeki diğer arabalarla; soğuk, kar ve tipi altında yoluna devam etmiş ve ancak Kastamonu Kışlası önlerine kadar gelebilmiştir. Yetkililer, kafileden ayrılan ve bir arabanın yolun kenarında beklediğini görerek yanına varmışlardır. Gördükleri manzara, onları son derece üzmüştür. Şerife Bacı, kundaktaki çocuğunu mermilerin arasına yatırmış ve üstündeki yorgan parçasını da onların üzerine örtmüştür. Genç kadın, elinde üvendiresi olduğu halde; belki yorgunluktan, uykusuzluktan belki de açlıktan, cephanelerin üzerine doğru abanmıştır. Hava şartları ile beraber, üzerindeki giyeceklerin de yetersiz olması nedeni ile soğuktan donarak şehit olmuştur.

Olayı görenler, şehit kadını kollarından ve ayaklarından tutarak kaldırmışlardır. Bu sırada, cephanelerin arasından, kundağa sarılmış bir kız çocuğunun ağlayan sesi işitilmiştir. Bu olaya tank olan Rıfat Çavuş ve Cemil Çavuş; bu kahraman anayı ve ağlayarak meme isteyen kundaktaki kız çocuğunu yüne arabaya yerleştirmişler ve hemen yola koyulmuşlardır. Ancak kağnıya koşulu öküzler aç ve çelimsiz oldukları için arabayı çekememişlerdir. Bunun üzerine Rıfat ve Cemil çavuşlar, arabaya koşularak öküzlere destek vermişler ve bu şekilde Fırka önüne kadar gelebilmişlerdir.

Bu acıklı manzarayı gören Miralay Osman Bey, arabanın başına gelmiş, bir dakikalık saygı duruşu yaptırmış ve gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştır. Osman Bey, burada yaptığı kısa konuşmada: ‘’Türk kadını, dünyada emsali bulunmayan kahraman bir anadır. Öyle bir anadır ki, tarihte nice kahramanlar, cihangirler doğurmuştur. Arkadaşlar, Millî Mücadele’yi kazanacağımızın en büyük misali işte önümüzde; biri ölü biri diri yatıyor.’’ Demiş ve üzüntüsünden daha fazla söz söyleyememiştir.

Bundan sonra, kundaktaki kız çocuğuna süt anası ve Şerife Bacı’ya da Belediye’den kefen sağlanmıştır. Kastamonu çevresini iyi bilen Cemil Çavuş, kadının hüviyetini tespite çalışmıştır. Cemil Çavuş şehidin alaca önlüğünden ve başındaki benli çarından hareketle, köyünü tespit etmek üzere hanları dolaşmış ve cephane taşıyan kafilelere sormuştur. Neticede şehit ananın, Seydiler’den olduğu anlaşılmıştır. Kendisini teşhis edenler ağlamışlar ve cenaze ile küçük çocuğu bağırlarına basarak köylerine götürmüşlerdir.

Cephane taşırken, yol boylarında kim bilir ne kadar çok kadın, ihtiyar ve çocuk ölmüştür. İhtimaldir ki, künyelerine, ‘’eceli ile öldü’’ kaydı düşülmüştür.

Mehmet Önder Atatürk'ün Yurt Gezileri - Kastamonu Bölümü

Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin çağdaş medeniyette yerini alabilmesi için, devrimlerle bütünleşmesi gereğine yürekten inanıyordu. Cumhuriyet, ...