29 Temmuz 2018 Pazar

Kastamonu'da Bir Konuşma


KASTAMONU’DA BİR KONUŞMA
               (24. VIII. 1925)

Çiftçilerle yaptıkları  bu konuşmada; teşkilâtları ve makineleri olup, olmadığını sormuşlar ve heyetin “yok” demesi üzerine:

Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum. Makinesiz ziraat olmaz. El emeği güçtür. BirIeşiniz. Birliklerle makine alırsınız. Senede yüz dönüm ekeceğinize on misli, yüz misli, fazla eklersiniz. Memleketimiz hakikî çiftçi memleketidir. Henüz bu hususa kesbi istihkak etmiş değiliz. Fakat ziraat memleketi olacağız. Bu da makine ile olacaktır!

Gazi Paşa Hazretleri Çiftçiler Birliği’nin ricası üzerine Kastamonu Çiftçiler Birliği’nin Reisi fahriliğini de kabul etmiştir.

Bu esnada çiftçilere hitaben :

Memleketimizde yapılması lâzım devletin, noktai esaaisi çiftçiliktir. Müstehlik yaşamak iyi değildir. Müstahsil olalım! demiştir. Bundan sonra genç fikirler hakkında geçen sözlere:

Memleketin hakikî emelleri, noktainazan budur. Bundan hariç hiçbir şey olamaz. Bilâistisna hepimiz ona tevessüle mecburuz. Genç fikirli demek hakikî fikirli demektir.

Sanat hakkında esnafa birçok sualler sorduktan sonra bir terzi istemişler. Eliyle şalvarlı cüppeli bir esnafı göstererek:

Şalvarlı elbiseler mi ucuz yoksa beynelmilel son kıyafet mi?

Terzinin “beynelmilel daha ucuz" demesi üzerine Gazi Hazretleri:

İşte görüyorsunuz ya. . . bu elbiseler ucuzdur. Hem basittir. Yerli pahalıdır. Aynı kumaştan birer elbise daha yaparsınız.

Bir esnafa da: fesini göster. Dedikten sonra: İşte içinde takke, üzerinde abani sarık, fes. . . Bunların hepsinin ayrı ayrı parası ecnebilere gidiyor. Bunu söylemekten maksadım şudur: Biz her noktai nazardan insan olmalıyız. Acılar gördük. Bunun sebebi dünyanın vaziyetini anlamadığımız içindir. Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır. Şunun bunun sözüne ehemmiyet vermiyeceğiz. Medeni olacağız. Bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk ve İslâm âlemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve tealiye uyamadıklarından ne büyük felâketler, ne ıstıraplar içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve nihayet son felâket çamuruna batışımız bundandır. Beş altı sene içinde kendimizi kurtarmışsak; bu zihniyetimizdeki tebeddüldendir. Artık duramayız. Behemehal ileri gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitmeğe mecburuz. Millet vazıhan bilmelidir. Medeniyet öyle bir kuvvetli ateştir ki ona bîgâne olanlan yakar ve mahveder.

İçinde bulunduğumuz ailei medeniyette lâyık olduğumuz mevkii bulacak ve onu muhafaza ve ilân edeceğiz. Refah, saadet ve insanlık bundadır.

Açık söz: 25 Ağustos 1925

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mehmet Önder Atatürk'ün Yurt Gezileri - Kastamonu Bölümü

Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin çağdaş medeniyette yerini alabilmesi için, devrimlerle bütünleşmesi gereğine yürekten inanıyordu. Cumhuriyet, ...