23 Ağustos 2018 Perşembe

Roma ve Bizans Dönemi

Kastamonuda Roma ve Bizans hakimiyeti
ve 1000 senelik vukuat

Paflagonya, Roma idaresi altına geçtikten sonra uzun yıllar ona bağlı kaldı ve Konsül vekillerile büyük valiler tarafından idare olundu. Bu idare şekli milâttan önce 63 yılından milâttan sonra 330 yılına kadar böyle sürdü. Bu arada bir çok imparatorlar Anadoluya muhtelif şekillerde; kâh kilise teşkilâtı üzerine, kâh büyük nahiyelere ayırmak suretile de idare ettiler. Yalnız 346 dan 400 senesine kadar geçen 54 sene zarfında altı Roma İmparatoru Roma tebaasına hiristiyanlığı cebren kabul ettirmek için, onlara her zulmü reva gördüler, ve her vahşeti, tıpkı adalet gibi icra ettiler. Fakat bu tazyikler koca İmparatorluğu yangın yerine çevirecek kadar bir felâket halini almağa başladı. Bu tazyik, İslar(?), Alman, Cermen, Gol gibi her millete yapıldığı için halkı pek kızdırırdı, ve her tarafta yeryer isyanlar başgösterdi.

Türk İstilâsı:

Bu arada bazı Türk kabileleri bir birleşme yaptılar. Anadolu, bilhassa Pont ve Paflagonya üzerine yürüdüler, ve 391 de Pont kıt'ası Hazer hükümdarı Salip hanın kumandası altında bulunan Peçenkler, Kemanlartarafından işgal edildi ve Roma idaresi Pont kıt'asından kaldırıldı. Bu işgalden sonra, bütün Anadoluyu işgali altına almağı şiddetle arzu eden Hün hakanı Erkilhan, Peçenklerin serdarı Sungayhan ı zaptedilen kıt’aya kumandan olarak tayin etti. Sungayhan aynı zamanda memleketi genişletmek için mücadeleye memur edildi. Kendisi, diğer bir kısım kumandanlarla birleşti. Bir taraftan Salep, öbür tarafından Bağdat, öteki taraftan da Üsküdar önünde, Kadıköy hudutlarına kadar zapt ve istilâ etti.

Bu sırada Roma İmparatoru Teodos Roma şehirlerini şark ve garp diye ikiye ayırdı. Şark yani Bizans imparatorluğu na büyük oğlu Arkedyus u; Garp, yanı Latin İmparatorluğu na da küçük oğlu Honaryos u tayin etti. (391) ve bundan sonra da kendisi muharebe sırasında münhezim bir halde öldü.

Sonraları Rum imparatoru olan Marsiyönes, Anadoluda Günlerin hücumunu kırdı ve Pont kıtasını Roma idaresine geçirdi. (451)

İran İstilâsı:

Anadolunun mühim bir kısmım Hunların istilâsından kurtaran Bizanslılar, bir zaman sonra şarktan, Tatarların cenuptan İranlılarınistilâsına uğradılar. (572 - 575) Rumlar, garp imparatorluğunun Cermen istilâsı neticesi olarak istihaleye uğradığı zamanlarda, oturdukları yerin mevkii ehemmiyetleri sayesinde yaşayabiliyorlardı. Esasen Hum imparatorluğu nun payitahtı olan İstanbul'u zaptedemiyorlar, bilâkis Bizanslılar donanmaları sayesinde Anadolunun her tarafına asker dökebiliyorlardı. Hatta İstanbul ile Kayseri arasında muharebe hattı bile vardı. Bu hat, Kızılırmak, Sakarya ve İzmit vadilerini takip ediyordu.

Bu yüzden Bizanslılar, İranlılara bir müddet mukavemet eltiler. En sonunda İran hükümdarı Husrerpezir büyük bir ordu ile Diyarbekirüzerinden Anadoluya girdi. Pont, Paflagonya ve Kapadokya kıtalarını zaptederek İstanbula doğru yürüdü. ve kadıköyüne geldi. Bu suretle Anadolu ve bu arada Paflagonya tranlılann eline geçmiş oldu. (609)

Fakat sonra, Bizans imparatoru, Herakliyos, muntazam ordu ve donanma İle Karadeniz havalisini baştanbaşa geçti. İranlılarla karşılaştı, onları bozdu. Husrse II nin kendi oğlu tarafından öldürülmesi işi de Bizanslıların işine yaradı, istilâ olunan bütün yerler ve bu arada Paflagonya da tekrar Bizanslıların eline geçti. (622) Bundan sonra, büyük Roma İmparatorluğunun Anadoluda yapmış olduğu mülki ve askeri teşkilât bütün bütün değiştirildi. Herakliyos Anadoluyu Teme tayırdı. Bunlardan birisi de Paflagonya Temi idi. Bugünkü Çankırı ve Kastamonu Vilâyetlerinden ibaret olan bu temin merkezi Gangra yani Çankırı idi.

Arap İstilası:
Gerek İranlılar ve gerekse Bizanslılar, uzun süren bu muharebelerden sonra hayli yorgun düştüler, ve gözleri her zaman birbirinde kaldı. Dışardan gelecek her hangi bir hücumu hesaba katmadılar. Gittikçe kuvvetlenmekte olan Araplara karşı da lakayt kaldılar, hatta Şam hilâfeti zamanında, Bizans imparatorluğunun zaafından istifade eden Arap mücahitlerinden Abdülmelik zade Emir Mesleme, Kapadokyayı büyük bir galibiyetle zaptetti. (687 - 708) Emir Mesleme Malatya ve Kayseriyi zaptederek şark valisi oldu. (705) ve sırasile Anadolunun bir çok şehirlerini zaptederek Ankara ya bile girdi. Rumlar buna çok kızdılar. Var kuvvetlerini harcıyarak asker topladılar, ve Emir Meslere'ye hücum etliler. Bu sırada 80 bin kişilik bir imdat kuvveti Muhammed Mertan Ibni Hakemin idaresinde Anadoluya girdi ve Bizanslılarla Araplar arasında yapılan uzun muharebelerden sonra, Rumlar mağlup oldu, ve imparator Ağritot un başı kesildi. Bu suretle Anadolunun büyük bir kısmı, Karadeniz sahili ve bu arada Paflagonya, Şam hilâfetinin idaresi altına geçti. (715)

Bu havali (734) yılına kadar kâh Arapların, kâh Bizanslıların mağlubiyetle neticelenen muharebelere sahne oldu ve bir çok defa şehirler zapt ve tahliye edildi.

Bu muharebeler esnasında Kastamonu havalisinin Araplar tarafından zaptedilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Zira, Pont valisi Kostan Amasyanın Araplar tarafından işgalini müteakip Paflagonyaya kaçtı ve orada topladığı kuvvetle Amasyayı kuşattı ve zaptederek Sivas'a kadar ilerledi.Sonra Konstantin Araplarla yaptığı bir muharebede esir düştü ve Pont kıt'ası yine Araplar tarafından istilâ edildi. Fakat bu defa da imparator Leon Yuvanis adındaki kumandanın kumandasındaki ordu, Sinop tarafından Amasyaya hücum etti, ve muharebede Pont tekrar zaptedildi. Araplar Yuvanis’i yine Sinop taraflarına kadar sürdüler. Fakat buna rağmen yine Paflagonyayı zaptetemediler. Mahaza, Paflagonyanın civarı, 711-744 seneleri içinde Araplarla Bizanslılar arasında pek çok muharebelere sahne oldu, ve Bizanslılarla Araplar arasında başlayan münaferet, 922 senesine kadar devam etti. En nihayet Araplar, Bizanslılar tarafından Anadoludan kovuldu ve Kastamonu havalisi de bu tarihten sonra Bizans İmparatorluğunun bir eyaleti halinde kaldı. [1]

Kommenler devri:

Bizans imparatorluğu, Paflagonyayı, Pont eyaletine mülhak bir sancak halinde idare etmeğe başladı. Ve bu hal bir müddet böylece devam etti. Aradan hayli zaman geçince, İstanbul Latin İmparatorlarının eline geçti.

Bizans İmparatorlarından Andremik Komnenüs'ün meşru varisi ve torunu Aleksi Komnen, kardeşi Dacit(?) yardımile bir ordu kurdu. Karadeniz sahillerini, eski Pont krallığını teşkil eden Paflagonya ve Marmara sahillerini istilâ etti. Ve bu vilâyetlerden müteşekkil olarak bir Trabzon İmparatorluğu kurdu. (1204 -1222) Kastamonu havalisi de bir hayli zaman bu İmparatorluğa tabi bir eyalet olarak kaldı. Ve Oğuz Türklerinin eline geçinceye kadar Komnen ailesi tarafından idare edildi.

Trabzondaki Komnen ailesi, orada 1204 ten 1462 senesine kadar hükümet sürdüler. Fakat Kastamonu çok daha evvel Türklerin eline düştü. Bu arada Kastamonuyu idare eden Komnen sülâlesine mensup Vali veya Hükümdarlarının isimlerini sıralamak mümkün olamamıştır. Çünkü o zamanki tarihî vak'aları aydınlatacak elimizde bir vesika yoktur. Komnenlerin tarihinden de Kastamonu vaziyetini istihraç etmek mümkün olamamaktadır. Bununla beraber, ilerde Türk istilâları batısında Kastamonuyu müdafaa eden ve Türklere karşı tecavüzde bulunan ve Komnenlere mensup olan, Kastamonu Bey veya valilerinden sırası geldikçe bahsedeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mehmet Önder Atatürk'ün Yurt Gezileri - Kastamonu Bölümü

Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin çağdaş medeniyette yerini alabilmesi için, devrimlerle bütünleşmesi gereğine yürekten inanıyordu. Cumhuriyet, ...