Kuzeybatı Anadolu'da 1948 yılında yaptığım Prehistorya araştırmalarında elde ettiğim neticeler bu rapora konu teşkil etmektedir.
Türk Tarih Kurumu adına yapılan bu araştırmalarla, Batı Karadeniz Bölgesi (Kastamonu-Bolu), Kocaeli Mıntakası (İzmit), Marmara Bölgesinin kuzeydoğu kısımları (Bursa, kısmen Balıkesir), ve iç Anadolu'nun da kuzeybatı yöreleri incelenmiştir.
(...)
1947 yılında Kastamonu, araştırma yolumun son durağı olmuş, o şaman daha ziyade Gölköy Enstitüsü ile Daday, Taşköprü yakın çevrelerini incelemiştim. Bu hususta çok kısa bir haber yayınlanmıştır. 1948 yılında ise Gölköy Enstitüsü, ve Devrekani ilcesi çevreleri araştırılmıştır. Gölköy Enstitüsü yakın çevresinde, evvelce Bay Kemâl Alot çakmak taşından bir alet bulmuş, ve bu vesikanın çağı, o zaman, Prof. Dr. Muzaffer Şenyürek tarafından Orta Paleolitik olarak teşhis edilmişti.
Bu yıl (1951), Kastamonu Müzesi Asistanı bulunan, meslektaşımız Bay Enver Bostancı'nın, Tahta ve Malak köyleri etrafında, Şelleen, Mikokiyen el baltaları ile, Musteriyen, ve şüpheli olarak da Üst Paleolitik'e ait vesikalar ele geçirmiş olduğunu memnuniyetle öğrenmiş bulunmaktayız.
Bu yeni vesikalar, çağı tâyin edilmiş olan ilk ve öncü Paleolitik buluntuyu teyid, ve Paleolitik kültürün bu bölgedeki mevcudiyetini isbat etmektedir. Münasebeti dolayısiyle bir iki nokta üzerinde durmak isterim:
Bu aletler, Kuzey Anadolu'nun, Tekeköy (Samsun) Aşöleen 4 , Musteriyen 5 ; Cevizderesi çevresinin (Ünye ve Giresun arası sahil sekileri ve mağaraları) Paleolitik buluntulariyle coğrafya bölgesi bakımından birleşmekte ve onlara katılmaktadır.
Paleolitik istasyonların bu mıntakada da, Orta Karadeniz bölgesinde olduğu gibi, Karadeniz kıyılarına bir ulaşma gösterip göstermiyeceğini devamlı araştırmalara bırakmak gerekiyor.
(...)
Tarihöncesi adamları için Karadeniz bölgesinin boydan boya, avlanma, ve toplama sahası bakımından daha çekici bir rol oynadığı kaydedilmelidir. Ancak, ulaşımda Orta Karadeniz bölgesi ile art ülke kabartı, ve batır yerlerinin, doğusu ve batısı yörelerinden daha çok kolaylık göstermiş olduğu Tarihöncesi vesikalariyle tesbit edilmiş bulunmaktadır. Şimdi bu gezide yapılan diğer müşahedelerimi ele alıyorum : Devrekani ilçesinde Eksen adı verilen yerde dikili taşlarla karşılaştım. Yerinde yaptığım incelemelerden sonra, uzaktan dik sıra taşlar (Alignement) şeklinde görünen kaya anıtlarının, daha ziyade birer ev yeri, ancak, bunların arasında ayrı olarak birkaç tanesinin Dikili taş (Menhir) olduğu anlaşılmıştır.
Ev yerlerinden bir tanesi 4.8oX8m çapındadır. Çevre çizgileri üzerinde aralıklı ve yükseklikleri 0.50 metreden noksan olmıyan kaba taşlar bulunmaktadır. İç kısımlar hemen hepsinde biraz çukurcadır (Levha I,b). Alan küçük çapta bir otlak olduğundan tarihlendirmeğe yarayacak bir eşya parçası ele geçirilememiştir. Yalnız bu mevkiin yakın kuzeybatı yukarlarında menhirsiz bir yer daha mevcuttur. Burası tipik olmıyan bir kaç Bakır çağı çanak parçası vermekle, aşağıdaki kaya anıtları ve ev yerlerinin ihtimalle de olsa devri hakkında bir fikir vermiş bulunmaktadır. Bu ihtimalli yaş görüşü, yapılacak kazılarla, belki daha eskiye götürülebilir. Beni asıl düşündüren mesele menhirlerin, böyle eski bir yerleşme alanı içinde bulunmasıdır. Kapı yan baba taşları olması ihtimali üzerinde de durulacaktır.
Aşağı alanda, yani- Eksen mevkiinde bulunan dikili taşlardan en büyüğü 2.20 m yükseklikte, ve 1.20 m genişliktedir. Bu genişlik üst uca doğru azalır. Yükseklik ve genişlik bakımından uzun menhirler gurubuna girebilir. Kabalık ve şekilce Anadolu'nun en eüzel menhir örnekleri arasındadır.
Yakın köyler içinde gördüğüm, birkaç eski, kalık ve ayrıca bugün de içlerinde oturulan ev yeri tipleriyle, Eksen mevkiindeki ev yerlerinin çevre, ve köşe taşları, iç döşeme çukurları arasında yakın bir benzerliğin varlığı da sezilmiştir. Temel kuruluşları Eksen'dekilerin aynıdır. Yalnız yenilerde çevre köşe taşları üzerinde, ayrı ayrı kısa ve kaba ağaçların dikine konduğu, bunların üzerlerine hatıllar atıldığı, ve çatının da hatıllar üzerine oturtulmuş olduğu görülmüştür. Orman ve step sahalar arasında yahut ormana daha yakın, etrafında bol taş bulunan alanlarda görünen bu tip ev yerleri, bize çok eski bir yapı geleneğinin varlığını gizlemektedir.
YAZININ TAMAMINA İÇİNDEKİ RESİMLER İLE BERABER BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder